KOZMETİK AR-GE
- Ecz. Fatih Mehmet MÜDERRİSOĞLU
- 14 Eyl 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 28 Eyl 2022

Benden kozmetikle ilgili bir yazı yazmam istendiğinde bu güne kadar hiç okumadığım bir konu olan KOZMETİK AR-GE konusunda yazmayı arzu ettim.
Ülkemiz yakın bir geçmişe kadar tarım ülkesi sayılır, hatta dünya ticaretinde pek çok tarım ürününün oyun belirleyicisi olurdu. Yani hala daha tarıma dayalı konularda kısa zamanda gelişme imkanımız olduğu kanısındayım. Çiftçimiz buğday, arpa, pamuk, fındık gibi bildik bitkilerin dışına çıkmaya haklı olarak korkmakta. Ya günü geldiğinde satamazsam….

Bugün pek çok TIBBİ BİTKİ bu konvansiyonel bitkilerin on belki de yüz katına satılmakta. Ancak tıbbi bitkilerin yetiştirilmesi ise konvansiyonel bitkilerden farklı olabilmekte. İşte bu noktada ise devlet kurumlarının çiftçimizi eğitmesi ve doğru yönlendirmesi gerekir. Bugüne kadar pek çok öğrenci bize staja geldi ve hepsine sorduğum bölgenizde yetişen ne var neler yapabilirsin baktın mı sorusu oldu. Genelde hepsi onlardan bir değer yaratmayı hiç düşünmemişler ve tek sordukları şey hangi depodan hangi şarta mal alabiliriz idi.
Buğday ülkesi olarak daha çok yeni, buğday rüşeym yağı üretmekteyiz. Yüksek değerden satıldığını gören başka firmalar ise aynını yapmanın bir milim ötesini düşünmemekte. Oysa böyle güzel bir yağdan neden hassas ciltler için emülgatör yapılmasın?

Ülkemizde artık ne iş yapıyorsun dediğimde “kozmetik ar-ge” yapıyorum diyenleri duymaya başladım. Çok mutluyum bu konuda. Ancak ne yapıyorsun dediğimde firma sahibi bize bir yabancı kremi getiriyor buna benzer bir şey yap ama ucuza mal et diyor. Bizde sabah akşam onu çalışıp piyasaya arz edilmesine uğraşıyoruz dedi. Ben altmış yıla yakın kozmetik ar-ge si yapmış bir eczacıyım ve bu gün ar-ge yapma prensiplerimi sizlere yazarak belki ilginizi çekebilirim.
1. Mutlaka çok iyi lisan biliniz (Ben İngilizce, Fransızca, Almanca bilmenin çok yararını gördüm)
2. Firmaların verdiği broşürlerin mutlaka ana lisanında olanlarını okuyun (Bugün internetten hepsine ulaşmak çok kolay)
3. Genelde firmalar kendi ürünleri ile belli konsantrasyonlarda in vivo testler yaptırmaktalar. Günümüzde bu testler her ne kadar ticari olsa da güvenebilirsiniz çünkü dünya ticaretinde yapılacak ufacık bir üç kağıt firmanın bitmesine neden olabilmekte.
4. Çalışma haritanızı belirleyin, yani ne yapacağınızı, ne özellikler kazandıracağınızı, nasıl yapacağınızı yazın ve kendinizi sıkmadan rahat bir tempo ve ortamda çalışmaya başlayın.

Bazen birkaç hafta bir şey yapmak içimden gelmez ve son derece kısıtlı ve basit işlerle uğraşırken bir anda onca haftada yapabileceklerimin birkaç katını çok daha kısa zamanda yaparım. Bu bir sanattır. Bir ressama örnek tablo verir bunu çiz bana derseniz o kopyadır hem yapması kolaydır hem de daha kısa sürelidir. Oysa bir insanın doğumu bile dokuz ay sürmekte. Yani içinizden gelecek olan ilhama önem verin. Ben genelde müziğimi açar, ortamın rahatlamasını sağlar kapımı kapar formüllerimi hazırlamaya başlarım. Yaptığım yanlış formülleri dahi kayda alarak tekrar etmemeye gayret ederim. Sıkılmadan hata yapmaktan korkmadan çalışırım. Bugün kayda aldığım formül sayısı sekiz yüz elli bini geçiyorsa hepsini piyasaya verdiğimi sanmayın. Ama gene de azımsanmayacak kadar bir rakam olduğuna inandığım beş yüze yakın ürünüm ülkemizde, Avrupa, Amerika ve uzak doğuda satıldı veya satılmaktadır.
İnanın bana bu yazdıklarımın uygulanması zor değil, ama bir çalışma planı ve disiplinini gerektirir.

Türkiye genelinde 4763 eczane gezerek belli eğitimleri verdim, pek çoğunda ise yukarıda belirttiğim özellikler olup kanunların olumsuzluklarından dolayı yapmaktan kaçındıklarını veya kaçak olarak yaptıklarını gördüm.
Günümüzde öncelikle tıbbi bitki yetiştirmeye, sonra ondan özler çıkarmaya daha sonrada ürüne dönüştürmeye gayret ediniz. Umarım ki kanunlarımız da bu ilkelere uygun hale getirilir, her yapmak istediklerimizde karşımıza devlet ve günümüz ihtiyaçlarına ve imkanlarına uyumsuz yasaları çıkmaz.
Comments